Yeni yıla adım atarken geriye dönüp baktığımda kalabalık/karanlık içerisinde parlayan tek yıldızın pazar yerleri olduğunu görüyorum.
2016 Senesinin parlayan yıldızları; Gitti Gidiyor, N11 ve kuşkusuz ki beklenmedik bir hamle ile dışa dönen Hepsiburada idi. Gittigidiyor’un 10 senelik evrimini incelediğimizde; varlığını 2. el eşya satılan bir pazar yeri olarak sürdürürken, faylar değiştirerek, e-ticaret yapan herkesin “dükkan” açtığı bir çekim merkezi, haline getirdiğini görüyoruz. N11’in ise kendi oyun alanını ilk günden beri sadece şirketlere açması, pazar alanlarına ilk profesyonel adımın ve kalitenin de gelmesini sağladı. Hepsiburada ile ilgili ise bir kaç sayfa yazılabilir ama en başından beri Hepsiburada’nın bu kadar stok tutup bu kadar çok kategori yöneticisi ile çalışarak ilerlemesinin doğru olmadığı gözükmekteydi. Aralık 2016’da aldığımız duyum Hepsiburada’dan bir çok kategori yöneticisi ile yolların ayrıldığı yönünde oldu. Hepsiburada yeni yapısı ile pazar yerinde o kadar çok yol kattediki şu anda cirosunun %60 – %65’inin pazar yerlerinden geldiğini duymaktayız. Doğal olarak artık markalar ile direkt bağı biraz daha gevşetecek güce sahip oldu; buda her iki tarafa yeni oyun alanları açtı, diyebiliriz.
Değişime ayak uydurmak
E-ticaret ile sıkı bir bağı olan bizler; bir büyük markanın kendi domaini altında müşteri çekmesini, kendi merkez çekim kuvvetini oluşturması gerektiğini söylerken neredeyse hem marka, hem de dikey e-ticaret siteleri tarafında pazar yerlerine ürünlerini konumlandırmayan işletmenin kalmadığını görür olduk. Öyle ki; bunun ilk şaşırtan adımını geçmişte Kliksa atmıştı ve farklı bir isim ile Gitti Gidiyor’da dükkan açmıştı. Kliksa hikayesine tekrar girmek istemem ama son senelerinde pazar yerleri için çok çalıştılar yani amaçları kendi pazar yerlerini kurmaktı. İtalya’dan bir ekip geldi; 6 ay çalıştılar iyi iş çıkmadı yerine yeni ekip derken, Kliksa’da bu arada kapanma kararı aldı. Neyse diyelim ve devam edelim; pazar yerlerinde dükkan açan markaların bazılarını biliyor ve görüyoruz öte yandan direkt görmediğimiz markalarında farklı satıcı isimleri ile kendilerini konumlandırarak satışlar yaptığını çok net gözlemliyoruz. Bunun doğru ve yanlışlığı; işletmeye, stratejiye ve beklentilere göre değişiklik gösterebilir.Özet ile günümüzde hiç bir marka pazar yerlerinin gücünü görmezden gelemedi keza bizlerde artık bu gücü kabullendik ve yönlendirmelerimizi güncelleştirmeye başladık. GittiGidiyor’un Cadde projesi de bu cümlemizin altını dolduran en önemli adım oldu diyebiliriz. GittiGidiyor Cadde girişimi ile markaları kendi alanına davet etti ve onlara e-ticaret’i birde bizim penceremizden deneyimleyin mesajını verdi. Şu adresten ilgili markalarını inceleyebilirsiniz; gittigidiyor. com/cadde ( Teknosa, Taç, Tefal, Happy Center, Arnica, Adore, Ayyıldız, Daikin ve bir çok marka… )
Satın Alınamaz Trafik
Peki neden pazar yerleri?
Gittigidiyor, N11 ve Hepsiburada Türkiye’de ki hiç bir markanın tek başına elde edemeyeceği bir trafiği taşıyor ve bu trafiği ücretsiz bir şekilde ilgili markaya sunuyor. Her satıştan aldıkları yüzdelik marjı bir kenarda tutuyorum. Burada ki trafiği ve ciroyu kendilerine verdiğiniz marjın yaklaşık yüz bin katı bir ücret ile zaten satın alamazsınız ya da almak istemezsiniz. Danışmanlık verdiğim bir çok şirkete artık şu cevabı vermenin doğru olduğunu görmekteyim; bir e-ticaret siteniz olsun ama ürünlerinizi pazar yerlerinde de konumlandırın. Çünkü kendi e-ticaret sitenize çekeceğiniz trafiğin ana kolları şu şekilde oluşuyor; marka kelimeleri, direkt girişler, yönlendirme trafik. Bundan sonrası ise para harcamaya başlayacağınız “non-brand” topuna girmenizi gerektiriyor bunu da sakın yapmayın diyebilirim çünkü kaybetmeye başlayacaksınız. ( burada ki yakacak kadar bütçesi olanları ayrı tutuyorum ) Marka gözüyle bakarsak, e-ticaret sitenizin “brand” dediğimiz markanın kendi ürünlerine ait aramalarda dahi “google shopping” trafiğinin çoğunu alıp götürüyor. Yani kendi ürünlerinizde ilk sıralarda yer aldığınız aramalarda bile trafiği çekmekte artık zorlanıyorsunuz. ( bunda Google adwords sağ alanın artık kullanılmamasının da etkisi var ) Teknik kısma sıkıcı gibi gözükse da kısa bir giriş yapmak istedim. Günün sonunda işimizin en güzel yanı ölçümlenebilir olması.
Son Olarak
Yeni Dönemde e-ticaret’in yeni ve güçlü duruşu, size sundukları ile pazar yerleri haline geldi. Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim; pazar yerleri ile yakın bir bağ kurduğunuz da oranların ve onların size verdikleri desteklerinde önü açık yani her zaman olduğu gibi burada da sıkı çalışmak ve hiç durmamak gerekiyor. Yarın bize ne getirir izleyip öngörmeye gayret edeceğiz ama bugün 7-14 gün vade ile hesabınıza geçen paraları, yüksek hacimli trafiği sakın ıskalamayın. Bu fırsatı kaçırmayalım, göz ardı etmeyelim…
Yazar hakkında